25 Aralık 2017 Pazartesi

"Dayımın torunu"

Dayımın torunu. Ben köyde doğdum. Kardan adam oynadım. Ağaçlara çıktım düştüm kalktım ve bu günlere geldim. Akrabalar arasında sorun çıkınca biz Akhisar göçtük. Betonlaşmış şehirlerle ilk tanışmamdı. Köy fırını yoktu. Nasılda toplanırdık köy fırınının önüne. Ekmek yapanlarla teyzelerle sohbet ederdik. Belki bir parça börek verirler diye yutkunurduk. Hey gidi günler hey. Fukaralık yoksulluk ve acılar. Amele kadın ve erkekler. Hiç bir sosyal güvencesi olmayanlar. Şimdilerde yavaş yavaş bu fikir yerleşiyor. Çünkü elden ayaktan düşünce birilerinin bakımına muhtaç olmak çok zor. Hey köyüm az dolaşmadım senin sokaklarında. Arkadaşlarımla köyden kaçardık. Gezmelere gider ateş yakardık. Ormancı dumanı görünce fırındır demiş ya hâlbuki biz yaktık küçük harmanda ateşi. Ben akrabalarımı çok tanımam. Özellikle anne tarafıyla ilişkilerim zayıftır. Geçenlerde dayımın torunu üniversiteyi kazanmış geldi ve tanıştık. Yıllar sonra bu kadar kayıp acı ve imtihanlardan sonra hiç varlığından haberdar olmadığım küçük bir kız çocuğu geliverdi yanıma kim bilir bu küllerimden yeniden doğmanın bir işaretidir. Yâda bu kadar sıkıntının içinde gülen bir yüz bir teselli kim bilir. Belki de yanıma bir daha uğramaz bile kim bilir belki de hiç ayrılmaz. Neyse ben artık büyük heyecan ve beklentilere kaptırmıyorum kendimi. Rabbim ona da başarılar versin. İnşallah bu betonlaşmış şehirde yerli ve milli zihniyetini yitirmez. Batı batı diye batıl zihniyetler gönlünde yeşermez. Tüm kızlarımızı delikanlılarımızı rabbimiz korusun. Ama ailelerde takipçi olsun. Hangi kaynaklardan besleniyor. Kime âşık. Üç günlük dünyaya mı sevdası ötelere mi âşık. Urfalı Nabi gibi sakın terki edepten diyenlerden etsin bizi rabbim. Tüm müezzinlere ezberletsin şiirin şuura döndüğü günler geri gelsin.

Salih Arıkan,Tel: 0506 514 96 93

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder