Çile bülbülüm çile. Ne güzel şarkı çile bülbülüm çile. Hele
birde çile bülbülüm Allah diye bağırıyoruz ya orası benim çok hoşuma gidiyor.
Engellilerle ilgili haber yapanların değişmesi için ne yapabiliriz. Önce biraz
alan okumaları yapabilirler. Daha sonra engellilerle ilgili dernekleri ziyaret
edebilirler. Engelli bir danışmanları olabilir engelli bir arkadaşla vakit
geçirebilirler. Engellilerin rapor çilesi. Yahu ne bitmez çilemiz varmış. Bu
çileyi yaşatan kim devlet. Niye eleştirilen devlet değil de engelinin çilesi
vurgulanarak ağlak bir durum oluşturuluyor. Engelliler hayata bir sıfır yenik
başlıyor. Niye farklılıklarımız değil de aczi yetimiz vurgulanıyor. Bu
yenilmişlik durumunu bize kim yaşatıyor. Gelelim cumartesi günü benim ayağımı
taksi çiğnemesi ve benim itirazlarıma. Ve teskin edilen kim taksi şöförü
denilen ne görmüyor. Peki, ben burada taksi şöförüne zarar veren mi oluyorum.
Sahi biz neyiniz oluyoruz. Bakıp bakıp şükrettiğiniz acuzelermi kutlu doğum
programına gidiyorum. Otobüs durağında bekliyorum. Yanımdakiler sesli bir
şekilde Allaha şükür çekiyorlar. Bende çok şüpheci oldum canım. Otobüse
biniyorum defalarca yazıp çizmemize rağmen sesli uyarı sistemleri çalışmıyor.
Yine birisi sesli bir şekilde Allaha şükür diyor. Bende İzmirde Müslümanların
sayısı artmış ne güzel diye seviniyorum. Her adım attığımda şükredenleri
görürseniz siz ne düşünürsünüz. Bir arkadaş bize yardım ediyor. bunada şükür
diyor. Arkasından her şeyin başı sağlık diyor. Haberlerde engelline rağmen
ibaresini çok okuyorum. Aslında böyle bir şey yapması mümkün değil ama nasıl
becerdiyse yapmış anlamına gelir. Bu ülkede görmemesine rağmen oruç tuttular
haberi çıktı. Görmeyen bir çiftin çocuğu oluyor. İkisi de görmüyor ya.
Dünyaları karanlık ya. Bu arada şöyle bir parantez açalım. Aydınlık olmazsa
karanlık olmaz o yüzden görmeyenlerin dünyası karanlık değildir. Manşet şu
görmeyenlerin ışığı doğdu. Vay ben. Bize de demişlerdi ki. Şu on yaşındaki kız
mı size bakıyor. Yahu on yaşındaki çocuğun kendine bile bakamayacağını herkes
bilir. Ancak kör kendine bakamaz. Şu on yaşındaki çocuk bunlara iyi bakar.
Hatta. Bazıları sesli olarak annene babana iyi bak yavrum diyorlar. Ne denir
ki. İşte sosyal sorumluluk projesi yapanlara bir etkinlik önerisi daha ön
yargıları kaldırmak için etkinlikler. Kısa filmler. Belgeseller aman
internettekiler gibi olmasın. Adam kısa film yapmış doğayı betimlemiş. Bir iki
saniye görmediğinizi düşünün ne kadar kötü. Yok, hiç de kötü değil. Ben kırk
yaşındayım ve kırk yıldır bir kötülüğünü görmedim. Ön yargıları ben üretmedim.
Engelleri ben koymadım. Eğer ben kör olmasaydım Manisa Akhisarın bir dağ
köyünden çıkamaz ve buralara kadar gelemezdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder